HESABIM
GİRİŞ YAP

Hoşgeldiniz! Hesabınıza buradan giriş yapabilirsiniz.



Yardım
ya da
YENİ HESAP OLUŞTUR

Bilgilerinizi girerek yeni bir hesap edinebilirsiniz.



2018 GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) Kongresinden İzlenimler

19-22 Nisan 2018 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezinde GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) Kongresi gerçekleşti. 4000'e yakın katılımcıyla Sağlık Bakanlığı öncülüğünde yapılan kongre gayet başarılı ve dinleyenler için oldukça faydalı sunumlara ev sahipliği yaptı.


        Yurt içi ve yurt dışından çok sayıda hekim kendi alanlarındaki başarı öykülerini ve çalışmalarını bizlerle paylaştı. Ben de orada olmaktan dolayı çok mutlu oldum. Pek çok başarılı sunum oldu ancak ben sizinle bunlardan özellikle iki tanesine dair bilgi paylaşımında bulunmak istiyorum.

 

İlki Dr. Ümit Aktaş 'a ait. Kendisi fitoterapi uzmanı. Konu başlığı “diyabet tedavisinde fitoterapi” olan sunumunda şunları belirtti: 

''Fitoterapi tedavisine çok iyi yanıt veren bir hastalık olan diyabet, bütün dünyada çok ciddi artış gösteren bir hastalık. 2000'li yıllarda 150 milyon civarında olan hasta sayısı 2017 yılında 425 milyonu geçti. Dünya Sağlık Örgütü diyabet için salgın hastalık tanımlaması yapıyor. Ülkemizde 1998 yılında %7,2 oranındaydı, şu an dünya ortalamasının iki katı diyabetlimiz var. Ne oldu da hızlı artış oldu derseniz cevabı çok basit bunun, beslenme bozuldu. 20 yıl içinde geleneksel mutfak tencere yemeği yerine, insanlar evlerine dahi hazır gıda almaya hızla devam etti. Tip2 diyabet yaşam tarzının değiştirilmesiyle değişir. 2017 yılında Glasgow Üniversitesi çalışmasına göre kilo verenler arasında %87 oranında iyileşme gözlendi.

*2007 yılında kişi başı ekmek tüketiminde dünya rekoru kırdık.

*Karbonhidrat toksisitesi+gluten intoleransı =Tip 2 diyabet

*Indiana Üniversitesi'nde (2018) Dr.Sarah  Halberg tip2 diyabette yüksek yağ ve düşük

karbonhidrat diyetiyle 10 haftada hastalarında iyileşme sağladı.

*Çemen otu, tarçın ve zeytin yaprağını da tedavi sırasında hastalarıma  öneriyorum.''

 

Sunumundan bahsetmek istediğim ikinci doktorumuz Dr. Vedat Obuz. Kendisi 1989 yılı Tübitak birincisi olarak Minnesota Üniversitesinde tümör immunonolojisi ve kemik iliği deneysel nakli üzerine 1,5 yıl çalışmış bir doktor ve halen Philadelphia'daki kliniğinde hizmet veriyor.  “Her hastalık bağırsakta başlar” adlı sunumunda şunları belirtti:

''Fonksiyonel tıp ,hastayı bütünüyle görür. Hastaya diyet verir. Hastalığın temelini bulur. Hastalığı önlemek ucuz ve kolaydır. Hastalıktan sonra zordur. Geçirgen bağırsak bilinmiyorsa hastalık artar. 


Bugün konuşacağımız konu, 20fit yani 4 metre uzunluğundaki bir tüp. O tüpü açtığınız zaman büyüklüğü yaklaşık 400 metre karelik bir alanı kapsayan ve içerisinde DNAmızın 150 katı DNA'yı taşıyan 10 katı hücremiz sayısında mikrobiyomu taşıyan bir bağırsak. Biz bu bağırsağı tedavi etmezsek ve içindeki mikrobiyoma zarar verirsek başımıza neler geleceğini bilmemiz lazım.


            Glutenle başlayan ve diğer yiyeceklerin toksit hasarıyla, bağırsaktan moleküller normal sisteme geçtikten sonra otoimmun reaksiyonlar başlıyor. Gluten zolenin üretimini arttırıyor böylelikle  bağırsak geçişi olmayan yerdeki T hücrelerinin arasını açıyor. Bağırsak çeperine civa, alkol ve stres en çok hasarı veriyor. Lipopolisakkaritler büyük moleküller, normalde geçmemesi lazım ancak ishalle geçişi çok rahat oluyor. Bu lipopolisakkaritler de en çok damarları seviyor.


         Bağırsak ve bağırsağın içindeki mikrobiyota, oradaki bakteri, virüs ve protozoonlar bir kenara atılamaz. Onlar bizim parasız çalıştırdığımız kölelerimiz! Bunların enerji üretiminde kullandığımız yüz bin çeşidi var. Örneğin lactabasillus rhamnosus, insülin direncinde etkilidir. 2017 yılında otistik çocuklarda gayta transferi yapılanlar arasında %70 oranında iyileşme sağlanmıştır.  

Tüm bunlardan sonra söylenecek söz, geleceğinizi belirleyen 1,5 kiloluk yapınıza önem verin, iyi bakın!”

“Medeniyetlerin eşiğinde Anadolu tıbbı” sloganıyla gerçekleştirilen bu kongrede insan sağlığına hizmet adına emeği geçen herkese bir sağlık çalışanı olarak teşekkür ederim.
                                                                                                                                               

 Ecz.Sibel Yarım

 

Sayfayı Paylaş :