Ya Yapay Zeka Bizim Fişimizi Çekerse?
Yapay zeka mutfaktan savaş alanlarına kadar her alanda hayatımızda. Her keşifte sevindiğimiz kadar paranoyamız da artıyor. Çünkü yapay zeka bazen kendisine öğretilmeyen marifetler de sergiliyor. İster istemez, “Yapay zeka insanlığın sonu mu olacak?” sorusu akıllara geliyor. En büyük korku ise tüm bu teknolojinin kötü eller tarafından kullanılması
Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan
mevzularından biri Facebook Yapay Zeka Laboravutarı'nda iki chatbot'un (yapay zeka teknolojisini kullanarak insan larla iletişim kuran, onlarla sohbet eden veya onları çeşitli şekillerde yönlendiren bilgisayar) İngilizceyi bırakıp kendi aralarında geliştirdikleri bir dille konuşması oldu. Önce panikle program kapatıldı. Ardından sistem yeniden programlandı ve İngilizce konuşma şartı getirildi. Akıllara ünlü fizikçi Stephen Hawking'in "Yapay zeka, kendisini geliştirmeyi sürdürebilir ve hatta kendisini yeniden biçimlendirebilir. Son derece yavaş bir biyolojik evrimle sınırlı olan insanlar, bu tür bir güçle yarışamaz" cümlesi geldi. Ve yapay zekanın arkasında yatan korku açığa çıktı... Yapay zekaya dair gelişmeler hızla yayılıyor. Bu hıza yetişmekse neredeyse imkansız. Tıpkı yıllar önce olduğu gibi... 35 yıl önce bilgisayarın hayatımızın en önemli unsuru olacağını IBM'in sahibi bile hayal edememişti. Yıllar insanoğlu için hızlı geçti, teknoloji insanoğluna depar attı, farkı epey açtı. Bunu nasıl hayal edemedikse, yapay zekanın ne hızla hayatımızın tamamını kaplayacağını da hayal edemiyoruz.
Tamamını kaplayacağını diyorum çünkü
birçokları yapay zekanın sadece robotlardan ibaret olduğunu sanıyor ve evinde
bir robot görmeden o günlerin geleceğini düşünmüyor. Oysa yapay zeka şu an bile
hayatımızda. Mesela, trafik ışıkları ona emanet, borsa yapay zekasız
düşünülemiyor. En ucuz uçak biletini bulurken kullandığınız program da bir
yapay zeka, telefonunuzda tatlı tatlı sohbet ettiğiniz Siri de...
Gündeme bir bakın... ABD ve Kuzey Kore
arasındaki gerilimde yapay zekanın başrolde oynamayacağını kimse söyleyemez. Bu
nükleer gerilimde bile işlerin ısınması halinde yapay zeka önemli bir araç
olarak zaten kullanılacak.
Durum böyle olunca kaygılar ve paranoyalar da
havada uçuşuyor. Hızına yetişemediğimiz, anlayamadığımız yapay zekadan korkar
hale geldik. Fişini çekeriz olur biter mi? Bir kısım akademik insanın korkusu,
varlığının farkında olan bir yapay zeka yarattıktan sonra, onun varoluşunu
sürdürme isteği. Bilişsel sisteme "Ben" dedirttiğimiz noktada,
çıkarlar çelişirse neler olacak? Tüm bu beyin yakan soruları uzmanlarına
sorduk:
UFUK TARHAN/ Futurist
20 sene içinde epey insan telef olacak
- Yapay zeka konusunda işin uzmanları bile ikiye ayrılmış
vaziyette. Biz sıradan insanlar nasıl çıkacağız işin içinden?
- Aslında ikiye ayrılmadılar. Bir kısmı daha kötümser, bir kısmı daha iyimser.
Mark Zuckerberg ve onun gibi gençler iyimser; "Söylenen kötü şeylerin
hepsi olabilir! Biz bunu iyi şeyler için kullanabiliriz ona odaklanalım"
diyor. Aslında özünde insanlığın yaşadığı birçok sıkıntının temelinde olan şey,
hesapsız kitapsız yaşamak, üretmek ve tüketmek. Bu yapay zeka konusunda da
geçerli. Daha sade, yalın, sakin hayatlara ihtiyacımız var. Bunun için daha
sistematik ve kurgulanmış süreçler gerekiyor. Hayatımızı kolaylaştırmak için bu
süreci makinelara yüklersek daha az ama verimli ve dengeli çalışırız. İnsan bu
kadar çok çalışmak için kurgulanmamış, insan bir makine değil, şu an
makineleşmiş vaziyetteyiz. Yapay zeka ve robotlar bu açıdan bakarsanız büyük
fırsat. Yapmak zorunda olduğumuz ama bizi insanlıktan uzaklaştıran, çevreye ve
diğer canlılara zarar veren şeyleri elimine edebilir yapay zeka. Ben bu konuya
pozitif tarafından bakmayı tercih ediyorum.
- Olumsuz taraflarına da gözlerinizi kapatmadınız sanırım. Olumsuz
yanları neler?
- Yapay zekanın şu an en çok kullanıldığı yerler, lojistik ve perakende
alanları. En iyi fiyatı, en uygun koşulu artık bir insan bulmak zorunda değil,
o analizi yapay zeka yapabiliyor. Bir hareketle milyarlar oynuyor. Kötü niyetli
bir müdahale, ticari çöküşlere neden olabilir. Şu an borsa dediğimiz şey
tamamıyla yapay zeka. Bir ufak manipülasyon çok fena şeylere neden olabilir.
Kitlesel salgın hastalıklara, ölümlere yol açabilir. Akıllı
şehirler yapay zekayla yönetiliyor, tüm şehri küçük bir müdahale ile
karıştırabilirsiniz. Yani yapay zeka dediğimiz şey, robotlardan ibaret değil.
Yani gelecek tehditleri robotların toplu halde bizi yok etmesi olarak
algılamamak gerekir. Şu an zaten yapay zeka ile iç içeyiz ve bir anlamda ona
emanetiz. Dünyanın bir yokoluş zamanı var. Bu tür teknolojik keşifleri akıllı
kullanamazsak, olumluya çeviremezsek o süreci erkene çekebiliriz. Yapay zeka
dünyanın sonunu getirebilir.
- Getirmemesi için ne yapalım?
- Kitlesel olarak intihar edecek, o azaplı günleri bekleyecek halimiz yok. Bunu
faydaya çevirebiliriz. Hâlâ şansımız var. Düşünün iklim değişikliğinin
etkilerine göre şekillenmemiz lazım... Bilim insanları yer altında, deniz altında, uzay istasyonlarında yaşam koşulları oluşturmak için çalışıyor. Süre vereyim size, 20 yıl içinde sağlık, spor, savunma, sanat aklınıza ne geliyorsa her alanda yapay zeka etkin olacak. Bu daha önce de olabilir ama gerekli altyapıyı oluşturmak zaman alacak. Drone'ları şu an kullanamıyoruz çünkü sivil havacılık kanunları gibi bir şey drone'lar için henüz oluşturulamadı. Ama drone'lar kullanıma hazır. Yani siyaset, hukuk, toplum teknolojinin gerisinde kaldı. Artık her branştaki insanın teknolojiyi çok iyi bilmesi lazım, öyle bir dönemdeyiz.
- İşin etik boyutu nasıl ele alınacak?
- Ortaçağ filmlerini aklınıza getirin. Kölelik, adam öldürme, vahşet...
Tüylerimizi diken diken eden olaylar... Ardından silah icat oldu, mertlik
bozuldu dönemi geldi. Ve atom bombasına kadar gitti olaylar... Sonra dünya
medenileşmeye evrildi, insan hakları diye bir şey ortaya çıktı, ülkeler
birbirleriyle barış dili geliştirdi. Bunca şey yaşamışız insanoğlu olarak, ders
almamışız. Herhangi bir sıçrama insanı korkutuyor, o korkunun zararını görene
kadar tedbir almıyor. Yapay zeka bir sıçrama, 20 sene içinde çok sayıda insan
telef olur. Plazalarda çalışan herkesin işi, tüm ofis işleri yapay zeka
tarafından yapılabilir. 1930'lardaki sanayi devrimi krizi gibi. Bunlardan ders
alıp hazırlanmak gerekiyor.
PROF. DR. SİNAN CANAN/ / Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi
Gaddar ve doymak bilmez olduğumuzu bildiğimiz için korkuyoruz
- Yapay zekanın insan beyninin tüm parametrelerini çözmesi mümkün
mü sizce?
- Yapay zeka çalışmaları ağırlıklı olarak insan beynini ve zihinsel işleyişini
örnek alarak geliştiriliyor. Fakat zihnimizin işleyişi konusunda hâlâ çok cahil
olmamız nedeniyle, zihne dair kurduğumuz modellerimiz ve o modellerden
esinlenerek yaptığımız yapay zeka uygulamaları insanın beceri repertuvarından
çok farklı bir yöne evriliyordu. Son yıllarda insan beynine ilişkin
bilgilerimizin artmasıyla yapay zeka araştırma ve uygulamaları yeni bir boyut
kazanmaya başladı. Artık oldukça zeki, karmaşık konseptleri anlayıp
öğrenebilen, var olmayan bilgi ve yöntemleri öğrendiklerinden türetebilen yapay
zekalarımız var. Tabii halen insan zihnini oluşturan tüm bileşenleri
anlayamadığımız için bize göre çok eksik yönleri olan ve farklı biçimde çalışan
bir teknoloji bu. Ama görece yakın bir zamanda beynimizin işleyiş mekanizmasını
daha iyi anladığımızda makinaların çok ileri düzeyde zeki hale geleceğini
rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta bana sorarsanız, birçok bilimkurgu filminin
öngördüğünden çok daha çarpıcı senaryolar yakın gelecekte karşımıza çıkabilir
- Şu ana kadar yapay zeka ile ilgili haberlerin çoğu paranoyalar
üzerine. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- İnsanoğlu kendine benzer bir zeka üretmeye çalışıyor. Bunun olası
sonuçlarından korkmasının temel nedeni ise aslında kendindeki doymak bilmez ve
gaddar tarafı çok iyi bilmesi. Yani biz aslında yapay zekadan değil,
kendimizden ve kendi ürettiğimiz yapay zekalara vereceğimiz özelliklerden
korkuyoruz. Fakat oldukça uzun bir süre korkmamızı gerektirecek kadar özgür,
yaratıcı ve kötücül bir yapay zeka üretebileceğimizi düşünmüyorum. En önemli
sorun, aynen atom bombasında olduğu gibi, elimizdeki gücü kötüye kullanarak
kendi kendimize zarar vermemiz olacaktır. Bunu da engellemenin çok kolay bir
yolu yok. İnsan neyse ürettiği teknoloji de onun emrine uyacak tabii ki.
Dolayısıyla bu çalışmaların 'iyi insanların' elinde yürümesini ummak belki de
tek umudumuz...
- İnsan zekası ve yapay zekayı birbirinden ayıran en önemli
özellikler neler?
- Kendi ürettiğimiz yapay zeka ile biyolojik bir organizma olarak insan
arasındaki fark, tabiri caizse, tanrısal zihin ile insan arasındaki fark
gibidir. Zira herhangi bir varlık, kendisinin aynısını üretebilmeye muktedir
değildir; bu felsefi bir sorundur. Bunun temel nedeni de, kurallarıyla bağlı
olduğumuz zihnimizi ve biyolojimizi belki de hiç bir zaman tam olarak
anlayamayacak olmamızdır.
- Bizi nasıl bir dönem bekliyor?
- İnsan eğitiminden tutun tıbba kadar bir çok alanda bugün bildiğimiz bir çok
sıradan yahut prestijli meslek ortadan kalkacak; daha doğrusu bunları artık
insanlar yerine makineler çok daha verimli bir şekilde yürütecek. Elbette bu
bir taraftan insan hatasını en aza indirmek ve hız açısından büyük avantaj
sağlayacakken, insanların işlerinden olmasına ve 'işe yaramayan' bir çok
insanın da ortada kalmasına neden olacak. Kanımca, görece kısa sürecek bir
bocalama döneminin ardından, bu endüstri 4.0 'krizi', sonuçta 'insanın aslında
ne olduğunu' sorgulamayı gerektirecek. Ve sonuçta insan, ömrü boyunca rutin
işler yaparak emekli maaşı bekleyen bir nefer olmaktan çıkıp yaratıcı ve
değiştirici potansiyeli ile tarih sahnesinde bir kez daha yeni bir yol çizmek
durumunda kalacak.
PROF. DR. LEVENT AKIN / Boğaziçi Üniversitesi Yapay Zeka Laboratuvarı Başkanı
İnsan kadar akıllı bir robot henüz yok!
- Son yaşanan olayın aslı nedir? İki yapay zeka kendi aralarında
bir dil geliştirdi mi gerçekten?
- Bu program bir pazarlık programıydı. Orada en iyi pazarlığı geliştirmek için
iki program birbiriyle çalışıyordu. Bir ödül mekanizması var ama dilin
İngilizce olmasına ekstra bir ödül vermiyorlar. Pazarlığı yapan programlar da,
tıpkı insanlar gibi not tutarken yaptığı kısaltmaları kullanıyor. Onunla hızlı
pazarlık ediyorlar. Yani yeni bir dil geliştirmiyorlar da, kısaltma
kullanıyorlar. Programı kapatmıyorlar sadece dilin İngilizce kullanılması
şartını koyuyorlar. Yani korkulduğu gibi kendi aralarında bir bilinmeyen dil
geliştirmiyorlar.
- Bu kısaltmayı geliştirebildiğine göre, kendi dilini
üretmeyeceğini nasıl biliyoruz?
- Eğer insan isterse mümkün. Yapay zeka kendi arasında dil geliştirse ne
olur... Yapay zeka dediğimiz şey bir araç. Kısıtlı çalışma alanı var, go oyunu
oynayacak, pazarlık yapacak, analiz yapacak gibi... İnsanlar hep şöyle
düşünüyor, "Bugün go oynadı, şampiyonu yendi, yarın da insanlığı ele
geçirecek." Böyle bir şey yok! Mümkün değil. Amacı öyle değil, öyle
programlamıyoruz, o aşamadan diğerine nasıl geçeceğini de kimse bilmiyor.
Teorik bir altyapısı da yok. Öyle korkulacak şeyler hâlâ uzakta. Robot, yapay
zekanın vücutlu hali. Robota bir şey öğretmek çok zor. Derin öğrenmek
teknikleriyle, özel bilgisayar donanımları kullanarak, uzun uğraşlar sonucunda
öğrenebiliyorlar. Akıllı robotların üstünde çok çeşitli yapay zekalar
çalışıyor. Görüntü algılıyor, analiz yapıyor. Karar mekanizması da var... Yani
insan kadar akıllı bir robot henüz yok.
- Etik problemlerle ilgili neler söyleyeceksiniz?
- Bir robot geliştirmeye çalışıyoruz yaşlı insanlarla yaşayacak. Onun üzerinde
de bir etik modül geliştirmeye çalışıyoruz. Amaç şu; robot bir karar verdiğinde
bu etik bir karar mıdır? Şöyle açayım, robot yaşlı biriyle yaşıyor, ilaçlarını
veriyor. Bu yaşlı günde üç ilaç almalı, sabah ilacını aldı ama yaşlı kişi
Alzheimer hastası ve ilacı aldığını unuttu, robottan tekrar istiyor. Robot burada
ilacı verecek mi, vermeyecek mi? Bu bir etik problem.
- Başka nasıl sorunlar var böyle?
- Bu robottan devam edelim, o yaşlı kişiyle yaşıyor, üzerinde de kameralar ve
mikrofonlar var. O kişinin her anını kaydediyor. Bu robotun bu bilgileri
kimseyle paylaşmaması lazım. Yaşlı kişinin de o robotu robot olarak kabul
etmeli, insan gibi düşünmemeli. İnsana benzeyen robotun yapılması etik bir şey
değil. Robot robota benzemeli. Şu anda bir çalışma var dünyada. Burada bir
tekinsiz vadi var. İnsan olarak kabul ettiğinizde, insanın yaptığı her şeyi
bekleyebilirsiniz ama robot her şeyi yapamaz.
Zeki ama bazıları da kusurlu tıpkı insan gibi?
*Güney Kore ve Kuzey Kore'yi ayıran sınırda artık makineli tüfek
taşıyan robotlar devriye gezmeye başladı. Robot, yakınında bir canlı gördükten
sonra "Eller yukarı" diyor ve 30 saniye geçtikten sonra ateş etmeye
başlıyor. Bu robotlar, ısı ve hareket algılayıcılarıyla donatılmış, 3-4
kilometre aralığındaki hedefleri görebiliyor. Şimdilik koruyor ya sonra?
*Yeni geliştirilen Luna adlı yapay zeka, benzerlerinin çok ötesinde bilişsel kabiliyetlere sahip. En önemli becerisi, kendi kendisine öğrenebilme kabiliyeti. Luna'ya, kendisine yöneltilen "Erkek arkadaşım bana vurdu, onu terk etmeli miyim?" sorusu için daha önce programlanmamıştı. Ancak Luna bu tip bir soruya mantıklı bir yanıt verme becerisini kendi başına geliştirdi ve soruyu şu şekilde yanıtladı; "Evet, terk etmelisin. Eğer birisiyle çıkıyorsan ve o kişi sana fiziksel şiddet uygulamışsa, bu olasılığın tekrar etme potansiyeli her zaman bulunacaktır. Ayrıca muhtemelen bunu yapan kişi tarafından başka şekillerde de istismar ediliyor ve manipule ediliyor olabilirsin."
KAYNAKÇA
Bahar, S. (2017). Ya Onlar Bizim Fişimizi Çekerse?. Erişim adresi https://www.sabah.com.tr/pazar/2017/08/13/ya-onlar-bizim-fisimizi-cekerse